ŞİİRLER

ORTADOĞU’DA KARAGÖZ OYUNU

Şu Uygar Batı(?) meğer ne nesilmiş,
Çıkar hırsından kaskatı kesilmiş…

Eski dostlukları kenara attı;
Karagöz Oyunu ’na meyil etti:

Silahının gölgesini gösterdi,
Kuklalarla bayrağını astırdı:

Hep uyduruk gerekçeler üretti;
İşgal için ayağına yer etti.

Teröriste kaş- gözle işmar etti;
Terör estirip toz- dumana kattı…

Hep zengin kaynakları hedef seçti,
“Terör!” diye diye işgale geçti…

Irak, Suriye zincirde son halka;
Kim bakar ki bunca perişan halka?

Kiminin namusu beş para olmuş;
Kimisi de öz yurdundan kovulmuş…

Yaşlı, kadın, çocuk sersefil olmuş;
Milyonlar yaz ve kış çadırda kalmış…

Ölü ve yaralı haddini aşmış,
Rezalet boyutu sınırı taşmış…

Kimisi göç edip hanından olmuş,
Kimi de direnip canından olmuş…

Hasta ve yaralı ilaç peşinde;
Terör estirenler kendi işinde…

Kayıp hesabını kimse vermiyor;
İsimsiz mezarı kimse sormuyor…

Koca kâşaneler olmuş hep viran,
Enkaza enkazlar eklenir her an…

Her bir zalim, koca bir patron bulmuş;
Ne olmuşsa zaten fakire olmuş…

Esad, halka varil bombası atar;
Hastaneler bile enkaza batar…

Rusya, İran, Esad’a hami olmuş;
O, gaz atmada bile serbest kalmış…

İran Hizbullah’ı dumanlı safta;
İslam Dünyası’nda bir Şii yafta…

Guta’ın tek suçu Sünni olması;
Şia çemberinde esir kalması…

Birleşmiş Milletler çare arıyor,
Alınan her karar bir bir eriyor…

“Veto” denen o baş belası etki,
Sahibine sunar sınırsız yetki…

Prosedür içinde zorbalık yasal(?)
Meğer “Hak” denen şey olmuş bir “masal”…

Şu kocaman Dünya, bir küçük Guta;
Mert yok ki namerdin elini tuta…

Rusya, fili fareye boğduruyor;
Bulutsuz gökten dolu yağdırıyor…

Amerika zevkle çıkar aşırır,
Hakkı ve hukuku çöpe devşirir…

Vekâlet savaşı zengine çare;
Ona tatlı sözle kanar biçare(!)…

Kürtlerle bin yıl ortak sofra kurduk;
Aynı pilava kaşıkları vurduk…

Mazimizde ayrı gayrımız yoktu,
İkiliği araya düşman soktu…

Zavallıyı hayal ile kandırdı,
Bela açıp, ocakları söndürdü…

Terörde bir gaye de kin üretmek;
Kardeşi kardeşe düşman yaratmak…

Batı mülteciye sahip çıkmadı,
Göçmene insan gözüyle bakmadı…

Sığınana kucak açan biz olduk,
Kendi lokmamızı ikiye böldük…

Yaklaşık dört milyon mülteci geldi,
Çadır da olsa sığınak yer buldu…

Avrupa bize yardım sözü verdi,
Paraya gelince ipe un serdi…

Sınırımız dolu terör yuvası;
Dillerinde hep özgürlük(?) havası…

Bizi yormak için usta bir oyun;
Damarından girmiş serseri “Toy ”un…

Meğer bize bizden başka dost yokmuş!
Bunca dost başını hep kuma sokmuş…

İş başa düşünce giydik postalı,
Âleme gösterdik Hilal’i, Al’ı…

Meğer Afrin olmuş ikinci Kandil;
Kumar masasında açık iskambil.

Toprak altında yüzlerce tünel var;
Her yere yayılmış tıpkı bir damar…

Muhkem koruganlık, tepeler burçlu;
Hainler bu aklı Batı’ya borçlu…

O sefil(!) canda bu teknik ve para;
Belli ki ona güç vermiş maskara(?)…

Onlara yön veren akıl babası,
Tüneller çökünce tutturdu yası…

Yalan ve iftira gırla gidiyor;
Ona gizli, açık yardım ediyor…

Dertleri bizi hep külfetsiz yenmek;
Dikensiz bir gül bahçesine konmak…

Hasta Adam sandılar onlar bizi;
Oysa durur yüzünde tokat izi…

Unuttular Osmanlı evladını;
Bu gidişle yiyecek tokadını…

Nihayet Afrin’de hapı yuttular;
Saçtıkları o ölümü tattılar…

Batı desteğiyle savaş açtılar;
Zorda kuyruğu kıstırıp kaçtılar…

Batı’nın masrafı hep boşa gitti;
Herkül sandıkları onları sattı:

Onlar nefesini Rakka’da aldı;
Arkada bir dolu mühimmat kaldı.

Yalan yaygaraya kimse kanmadı;
Sözlerine çocuk da inanmadı…

Sakinleri bizi bağrına bastı;
Oradan kaçana halkı kin kustu…

Sahte bayrağını ahali yaktı;
Bayrağımızı da gönlere dikti…

Ahali toplanıp zılgıt çektiler;
Nefes alıp esenliğe çıktılar…

Kaçarken hainler mayın bıraktı,
Kimisi patladı, canları yaktı…

O sinsi tuzağı asker temizler,
Çaresizler onu hayretle izler…

Yurdundan göçenler evine döner,
Vatan yapmak için yuvaya konar…

Türk’ün yardımıyla göç geri döndü,
Bölgeyi yakan ateş artık söndü…

Halkına A’dan Z’ye yardım başladı,
Perişanlık git gide yavaşladı…

İmdat beklemede o masum, cansız;
Perişan manzaraya Batı fransız…

Vicdanları bir kenara koymuşlar,
Silah satıp bol paraya doymuşlar…

Cebinde bulunur demetle para,
Fakire yardımda olur fukara…

Kuklanın gölgesi perdeden düştü;
Hayal oyunundan kafalar şişti…

Seyirci oyuna bigâne kaldı,
Karagöz oyunu artık son buldu…

5 Nisan,2018-Bursa
Ömer SEVİŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.