GEZİ,  ŞİİRLER

İlk Osmanlı Diyar’ına Ziyaret

Tarihi özlemle ettik hareket,
Osmanlı beldeyi kıldık ziyaret…

Mevsimin zümrüdü ayrı bir nimet,
Bahar da her taraf tıpkı bir Cennet.

Bursa, Yenişehir, Bilecik derken;
Birinci durağa varmıştık erken:

Kimi arabayla, kimi de yaya;
Bir dünya hayranı gelmiş oraya.

Epey yüksek bir tepenin zirvesi;
Üstünde de Edebali Türbesi…

Yedi asır önce buraya gelmiş,
Zamana münasip yerini bulmuş…

Türkistan erenlerinden feyz almış,
Asırlar sürecek ününü salmış…

Civardaki Beyler ona kul olmuş;
Cümle insan koşup dergâha gelmiş…

Ondan feyz alan kıvamını bulmuş,
Onun düsturunu pusula bilmiş…

Mal Hatun adında bir kızı olmuş;
Onunla izdivaç Osman’ı bulmuş…

Osman Bey çetin bir imtihan vermiş;
Mal Hatun’u alıp murada ermiş…

Bu genç çiftin mutlu yuvası olmuş,
Az zaman sonra Osmanlı kurulmuş…

Altı asırlık çınarın fidanı,
Büyüdü, serpildi, örttü her yanı…

Edebali artık tamamlar ömrün;
Sade türbesine eylerler defin…

Yanında bulunur geniş çevresi,
Kendi ışık, onlar da pervanesi…

Büyük hizmetleri yitmemiş Hak’ta;
Çevreyle birlikte hala ayakta…

Mazi gergefinde kumaş dokuduk,
Kabri dolaşıp Fatiha okuduk…

Oradan Osmanlı Eyvana vardık,
Cümle Padişaha selama durduk:

Sultan portreleri sırayla konmuş,
Gören ziyaretçi bir anda donmuş…

Mazi ihtişamı dolmuş da taşmış,
Osmanlının gücü zamanı aşmış…

Onlar bu evrenin çoğunu almış,
Karşıda duranlar saf dışı kalmış…

Başka bir ziyaret vardı sırada,
Bu aziz beldeye etmiştik veda…

Oradan Ertuğrul Gazi’ye vardık,
Söğüt’te ikinci molayı verdik:

Bahar akşamı güneşli bir günde,
Toplanmış ahali türbe önünde:

Ziyareti için sıra bekledik,
Ertuğrul’ a Alplerini ekledik.

Sade türbesinde yeşil sanduka,
Kimi Fatiha sunar, kimi dua…

Aile efradı bir tekmil orda,
Yaradan koymasın onları darda…

Haziresinde yatar pehlivanlar,
Tarihe mal olmuştur o civanlar…

Bu Alplerin her biri ayrı Arslan,
Tarihi kucakla, onlara yaslan…

Yeni nesillere hazır pusula,
Bizi yaşatacak ilaç bu ola…

Geniş hazireyi tazimle gezdik,
Maziden yansıyan ışığı sezdik…

Burada hatıra oldukça canlı,
Suyu ve havası her şey Osmanlı…

Nöbetini tutan baltalı yiğit,
Kuşaklarımıza taptaze ümit…

Kuruluştan esen havayı solar,
Buraya gelenler şuurla dolar…

Ünü büyük, kabri küçük Alpleri;
Hatıralarıyla hala dipdiri…

Nesillerimiz Söğüt’e koşuyor,
Alplerimizin ününe şaşıyor…

Mazinin ünü atiye taşıyor,
Ertuğrul Gazi orada yaşıyor…

12 Mayıs,2018-BURSA
Ömer SEVİŞ