Ezine ilçesinin şirin bir diyarıydı,
Çalışma hayatımın üç yılı orda geçti,
O hayata katlanmak o günlerin karıydı;
Rahatlığı değil de gerçek hizmeti seçti.
Kapanmış bir okulun harabe binasında,
Kaybolan cıvıl cıvıl günlerinin yasında,
Umutlar yeşerirdi gönlünde, kafasında;
Çalışıp didindi, okulu yeniden açtı:
Binası onarıldı, araç-gereci geldi;
Öğrenci eksiğini civar köylerden buldu;
Fazla uzun sürmeden öğretmeni de oldu;
Kestanbol’un okulu etrafa neşe saçtı…
Artık okul açılmış, dersleri başlamıştı;
Çevre-okul el ele, cehalet taşlamıştı…
Öğrencileri güzel hayaller düşlemişti;
Karanlığın yerinde nurdan bir şafak açtı…
Zaman su gibi aktı, geldi ayrılık vakti;
Ev-eşya toplandı, ahali ayağa kalktı;
Kimi sesli ağladı, kiminden gözyaşı aktı;
Ordan giden biz değil, bindiğimiz araçtı…
Uzun bir zaman sonra buraya yolum düştü,
Büyük bir heyecanla o ne müthiş gidişti;
Kestanbol’a vararak ziyarete girişti;
Eski ortam kaybolmuş, insanı bizden kaçtı…
Ne bir dostumuzu bulduk, ne de tanıdık yüz;
Dostumuz dünyadan göçmüş, kalmamış başka iz;
Meraklı bakışlara hedef olduk orda biz;
Kimi ilgiye aç, kimi geçmişe muhtaçtı…
Fazla uzun sürmedi bu gariplik orada;
Geriye dönüp gitmek vardı artık sırada;
Çıkışa hazırlandık, çıkıp geldi araba;
Vedasız bu çıkışta gözlerim hüzün saçtı…
24 Aralık, 2017-BURSA
Not: Yukarıdaki şiir, 19 Kasım, 2017 yılında Pazar günü, yeni adı “Uluköy” olan ve üç yıl müdürlük yaptığım Kestanbol’u otuz yıl sonra ailecek ziyaretimizden sonra yazıldı.