BAŞLARKEN – Yazılarıma uzun bir süre ara verdim. Emekli olmanın rehaveti, bu uzun sürenin verimsiz olmasına neden oldu. İnsan emekli olunca hayattan da emekli olmuyormuş… Yazmak için melekelerimi geri çağırdım, birilerinin” Marş! Marş!” demesini beklemeden işe başlayacağım artık… Yazan biri olarak, uzun bir süre yazı yazamamış olmam, hem kendim, hem de başkaları tarafından yadırgandı. Adeta karşılaştığım herkes, bakışıyla:”Yeni bir şey yazdın mı?” sorusunu sordu… Bu sorulara cevap verememek, yazmak için her şartı olan beni çok fazla üzdü… Yazılarıma ara vermede emekliliğe attığım adımın payı büyük oldu: Bir anda karşılaştığım o büyük rehavet, bir yaz gününün öğle uykusu gibi geldi… Gözümü açtım, dozunun biraz kaçmış olduğunu anladım ve toparlandım. Demek ki emekli…
-
-
Memleketname
Daha önce yazıp bastırılan Memleketname, bazı bilgilerin zamanla değişmesi ve içeriğine bazı ilavelerin yapılması için yeniden ele alındı. Bu eserde, genellikle1900’lü yıllardan iki binli yıllara kadar yaşayıp hafızamda iz bırakmış şahsiyetleri bulacaksınız. Bu şahsiyetler uzun zaman halk kahramanı, halkın gözdesi olmuş, ya da halkın maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap vermiş ünlü kişilerdi. İşte bu değerli şahsiyetleri anmak, kayda geçmek, onlara olan vefa borcumun gereği olarak düşünüldü. Ancak uzun bir aradan sonra yapılan bu çalışmada meydana gelmiş kusurları hoş göreceğinizi umarım. Memleketname, şair Nedim’in Divan’ı gibi: “Doyumluk değil, tadımlıktır.” anlayışıyla kaleme alındı. Memleketname adı geçen şahsiyetlere ait bilgilerin tamamını kapsamaktan uzak; daha ziyade o kişilerin karakterleri, iç dünyaları, hikmetleri, sosyal yönleri…