Yine geldi Kasım günleriYaprakları savurarak,Ağaçları devirerek,Kara-kışa yol açarak…Kimi esti, kimi kesti;Kışa bir kapı açmaktı kastı… Bazen kasımpatılar açar,Çiçeklerin rengi uçar,Göçmen kuşlar gelir geçer,Üşüyenler kuytu seçer,Her şeyi bir telaş bastı… Anma ve kutlama günleri,Kasımın süsü nakışı…Lodosta savrulmak mı dersin,Kasımın mutat akışı…Kışlıkların giyilmesi,Evlerin ısıtılması,Canların kapı arkasına hapsi;Kaybolan yeşilliğin ardından tutulanSanki bir yastı… Kasımın da güzelliği var,Pazarda balık bollaşır…Balıkçıların çığırtkanlığı, mukallitliğiHer geçen hafta yozlaşır…Tepelere yağan karın görüntüsüyleBir bakarsın Bursa güzelleşir…Pazarda hem yazlık hem kışlık zerzevatSanki birbirini bastı… Pazarcılar abadan yelek giyinip,Büzülmeden çalışırlar…Müşteriler etikete bakarak,Bozulmadan gülüşürler…Malın fiyatı tutarsız oluncaAlıcının yerinde yeller esti… Kasımın arkası güz, önü kış…İyiye alamet değil bu gidiş! 2 Aralık, 2017-BURSA
-
-
Şiirlerim
Önsöz – Bu kitapta çeşitli zamanlarda yazdığım şiirlerim toplanmaktadır. Bu şiirler milli şiirimizin örnekleri ile başlamış, edebiyatımıza dışarıdan gelmiş nazım şekillerinin bazılarını da ihtiva ederek devam etmiştir. Şiir hakkında söylenecek çok şey vardır. Ancak şiir hakkında ben ne söylersem söyleyeyim, verdiğim şiirler sonucu tayin edecek, belki de beni mahcup edecektir… Şiir işte böyle bir şeydir. Şair Abdülhak Hamit Tarhan “Birkaç Perişan Söz” adlı Makber Mukaddimesi’nde edebiyatımızda şaheser sayılacak ifadelerini kullanırken bir yerinde şöyle der: “ ……Bazen şair hiçbir şey söyleyemez, ayağının altına kalemi alır da kırar… Bütün bunlar birer şiirdir…” Demek ki şiir her şaire göre değişir. Şair Necip Fazıl Kısakürek’e bir genç muhabirimiz “Efendim şiir hakkında ne söylersiniz?” sorusunu…
-
Ağaçkakan İle Karınca – Çocuk Masalı
Bir varmış, bir yokmuş; Evvel zaman içinde, Kalbur saman içinde Ormanın birinde bir Ağaçkakan Ağaçları hem deler hem de gürültü yaparmış. Ormanda bulunan diğer canlılar Ağaçkakana fena kızarmış. Ağaçkakan da hiç aldırış etmezmiş. Bizim sorumsuz Ağaçkakan gene başlamış işe; Taka tak taka tak! Devam etmiş gidişe… Nihayet karıncanın canına tak demiş, Ağaçkakana ders vermeye ant içmiş: Karınca usulca tırmanmış ağaca, Varmış Ağaçkakanın yanına; Alttan alıp konuşmaya başlamış: “Bak Ağaçkakan kardeş! Bizi hep rahatsız ediyorsun, Oysaki orman hepimizin ortak malı. Sen Allah’tan korkmaz mısın? Kuldan utanmaz mısın? Bundan böyle artık kimse kimseyi rahatsız etmesin; Hem o güzelim ağaçları da didikleme öyle! Haksızlığım varsa hemen söyle!” Ağaçkakan durmuş, düşünmüş, Öfkeyle kanadını vurmuş,…
-
Kendi Evim – Şiiri
Oturduğum ev artık kendi evim, Ne kira sorunu, Ne de ev sahibi derdi, Hepsine “Paydos!” dedim… Uykuya dalarken kafam karışık değil, Kapısını açıp örterken hiç değil… Duvarına tablo asılacakmış, dert mi yani; İstersem onluk çiviyle asarım… Eve misafir gelecekmiş, gelsin artık… Evimde fazla insan olacakmış, kime ne? Bundan böyle hesap vermeden yaşayacağım… Zilim günde yüz defa çalsa da, İçlerinde ev sahibi yok artık… Zaman zaman haddi aşsam da, İhtarı vicdanımdan alacağım… Artık kendi evimde, Kendi mekânımda, Saltanat(!) süreceğim… Ev kolay mı oldu dersiniz? Hiç kolay olmadı: Eleman derdi, kaynak darlığı; Çocuklarımın bitmez isteği, Belediyenin asıp kestiği, Nefesimizi daralttı, Cesaretimizi köreltti, Saçımızı ağarttı, Evimde bu şartlar altında oturacağım… “Zahmetsiz rahmet olmaz”mış……